Ceza Hukuku

Ceza hukuku, bir kamu hukuku dalı olarak çeşitli kanunlarda düzenlenerek suç teşkil eden eylemlerin yargılanmasına ilişkin kuralları belirler. Cezalandırma pratiği yalnızca modern devlet düzeni için söz konusu bir durum değildir. Çeşitli düzen biçimleri yanında kaotik sistemlerde de birinin diğerini cezalandırması, insan yaşamı kadar eski bir olgudur. Bu özellik doğası itibariyle; cezalandırılacak eylemlerin belirlenmesinde ve eylemin kişiye isnadında keyfilik, yargılama ve cezalandırmada orantısız güç kullanımı gibi her bir insan tekinin temel haklarına yönelebilecek tehditleri doğurur. İnsanlık tarihi yaşadığı ve devamlı tekrarlayan acı deneyimlerle; bu keyfilik ve tehditleri giderecek ilkeleri üretmeyi başarmış, bu ilkeleri kavramsallaştırmış ve hukuk düzenine tanıtmıştır. Örneğin modern ceza teorisinde; Türk Ceza Kanunu veya diğer kanun hükümlerinde suç olarak nitelendirilmeyen bir eylemden dolayı kimseye ceza verilmez. (Kanunsuz suç ve ceza olmaz.) Benzer şekilde, suçluluğu ispat edilinceye dek herkes masumdur. Yine, aynı fiilden dolayı birden fazla kez ceza verilmez. Görüldüğü gibi, mantıken doğru ve aksinin iddia edilmesi abesle iştigal olabilecek cümleler, tarihin acı deneyimleri karşısında zorlayıcı bir düzlem olarak hukuk düzeninde kavramsallaşmak zorunda kalmıştır. İşte ceza hukuku, suç sayılabilecek herhangi bir eylem ya da eylemsizlik karşısında suça karışan ve suçtan etkilenen kişilerin ne şekilde muamele göreceğine ilişkin kural ve pratiklerin hukukudur. 

Ceza hukuku alanındaki çalışmalarımız 2016 yılından itibaren; çeşitli suç tiplerinde sanık ve mağdur olarak yer alan kişilerin müdafi ve vekilliğini üstlenmemizle gerçekleşmektedir. Ayrıca, danışmanlık verdiğimiz tüzel kişilerin ihtiyaç duyduğu anlık savunma desteğini sağlamak yanında, nelerin suç veye kabahat teşkil ettiği, genel olarak hangi eylemlerin devlet tarafından yaptırıma tabi tutulduğu kapsamında bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi şeklindeki danışmanlık olarak da ortaya çıkabilmektedir.